Kirpik Şiirleri Sözlüğü
Kirpik Şiirleri Sözlüğü
Göz ve onun koruyucusu kirpikler, üzerine türküler yakılan iki kadim imge... Şiirde kirpik nasıl durur? Kaşları yay, kirpikleri ok dizeleri halk şiirinden, divan şiirinden biliyoruz.
Kirpik ve ay ışığı uçsuz bucaksız düşleri işaret ediyor.
Binbir Gece Masallarında, Doğu'nun büyülü dünyasında ay ışığı hep düşündürür, düş kurdurur insana. İpekyolu'dan yeniden geçer atlılar , kervanlar, Göz doldurur kervansaraylar, hanlar. Hâlâ kimi şairlerin silüeti ordadır, oralardadır. Bazen buralara uğramak şiirdir.
Hüznün atlası memleket. Depreşen sancılar,yıkılan şehirler. Kerpiç evlerin hüznü,
çocuk hıçkırıkları, nar bahçeleri, sessiz avlular...
Büyik göçler... Hüzün şiirdir.
Radyoyoda türküler dinleyen çocukluğumuz, elma kokusu, ay çiçeği tarlaları, kavun sarısı, akşam serinliği. Biriktirdikçe azalıyor her şey.
İlk giden çocukluğumuz, masallarımız. Bir varmış, bir yokmuş'lar şiirdir.
Kendimden biliyorum, ayrılıklar zamansızdır, dost selamları kesilince, mezarlıklar çoğalınca hayat denklemi yeniden kurulur. Alışamaz insan, kendini arar bütün kayboluşlarda. Bir sızı nükseder yeniden. acının yedi tonu şiirdir.
Konuşmayı zamanla unutur insan. Flu bir alfabe gibi yalnızlaşır. Pencere kenarlarına oturur. Seyreder bir ömrün kimsesizligini.
Önce kelimeler tükenir, sonra ses yaşlanır, suskunluk şiirdir.
Nehirlere dağılırız, sonra denizlere. Toprağın kokusu kalırız en çok. Coğrafya ellerimiz, avuç içimiz olur. Gül ağaçları, ardıçlar, salkım söğüt
kökleri, dalları ile sürükleniriz, dört mevsim.
Dağılmanın zamansız şarkısı şiirdir.
Bulutlar gökyüzünde belirince, şehirleri sisler basınca, sağanak ve duman birlikte gelince, rutini bozulur mevsimin. Rutin dışı kalmak bazen iyi gelir insana. Başka sayfaları açar, değişir ayraçların yeri.... Yağmurun yağması, bir ikindi vakti şiirdir.
Bir otobüs terminalinde, tek başına ve şemsiyesiz kalmak, uzak yollara bakmak vardır sözlüğünde akşamın. Hız kesmeden akıp giden zamandan, bir yokuşu tırmanır gibi ağırlaşır insan. Yükü hep yüreğinde... Ağır ağır gitmektir, ayrılmak şiirdir....
Hep rüzgârdı sonbahar, yine kapımızda. Eşikte oturup, Şark yalnızlığı ile sözleşmek zamanı gelmiştir. Vaktidir budamanın bir gülü dalından. Çay kokusu ve kahve telvesi tortusu. Ocakta köz ve kül şiirdir...