Âmin Maalouf Okumaları, Bir Romancının Seyir Defteri Üzerine Notlar

 

 

"Hiçbir şeye şaşırma, hakikatin de insanların da iki yüzü vardır."

Semerkant, Âmin Maalouf

 

Sana en değerli kitabı verebilirdim, dünyanın malına sahip birine bile eski bir kitap armağan edilebilir.

Doğu'nun Limanları, Âmin Maalouf

 

 

Bir romancı, düşünür ve entelektüel Âmin Maalouf.  Tarihsel olayları, kültürel detaylarıyla romanlaştırıyor, Doğu ve Batı arasında güçlü bir köprü. Üslubu akıcı, anlatımı dikkat çekici, evin içinden konuşuyor gibi. Maalouf okumak, klasik olacak belki, bir ayrıcalık. Romanlarındaki karakterlerin dışa vurumu, arayışları, diyalogları, coğrafyanın iç sesleri birbirine eşlik ediyor. Tam bir edebiyat şöleni…

İki kez onu izleme ve konuşmalarını dinleme şansım oldu. Kapsayıcı ve derinlikli birikimini son derece hassas bir biçimde anlatıyor. Ölümcül kimliklerdeki deklarasyonuna son derece bağlı bir dil kullanıyor. Edebiyat dünyasına açılan gizemli bir pencere, bu pencereden estirdiği rüzgârla yüzyılların biriktirdiği bir hasret, şiir, ayrılık, evinizin içine giriyor. Çoğu, eski zamanlardan çok tanıdık gelse de yeni bir söz dağarcığı, müthiş betimlemeleri, şehrin ruhuna dokunuşları, mekân detaylarına yer verdiği ressam inceliği ile dopdolu bir anlatımla karşılaşıyor insan ve okuru kendine hayran bırakıyor.

Özgeçmişine ilişkin küçük bir kesiti paylaşmak istiyorum öncelikle. Âmin Maalouf, 25 Şubat 1949'da Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta doğdu. Annesi Türk kökenli Mısırlı, babası ise Lübnan'ın Baskinta köyü yakınlarındaki bir Melkite Katolik cemaatindendi.

Maalouf, ekonomi ve toplumbilim okuduktan sonra gazeteciliğe başladı. Lübnan'da iç savaşın çıktığı 1975'e kadar Lübnan'da gazetecilik yaptı. Bu tarihte Paris'e göç etti. Yazar, hâlen Paris'te yaşamaktadır. Çeşitli yayın organlarında yöneticilik ve köşe yazarlığı yapmış olan Maalouf, bugün vaktinin çoğunu kitaplarını yazmaya ayırmaktadır.

Tarih notları biriktiriyor öncelikle, sonra o biriktirdiği bilgileri de harmanlayarak dâhiyane romanlar yazıyor. Her biri birer başyapıt niteliğinde. Afrikalı Leo (1986), Semerkant (1988), Işık Bahçeleri (1991), Beatrice'den Sonra Birinci Yüzyıl (1992), Tanios Kayası (1993), Doğunun Limanları (1996), Yüzüncü Ad (2000), Doğu'dan Uzakta (2012), Empedokles'in Dostları (2021) Sonuncu romanı distopik özellikler taşıyor ve romancı ilk kez böyle bir konuyu işliyor. Açıkçası diğer romanlarında çok farklı. Tarihsel arka planın güçlü olduğu romanlarında da geçmişin seslerini, sevdalarını, bilgeliklerini işitirken; son eserinde geleceğe kulak kabartıyorsunuz. Empedokles'in Dostları, dünyamızı nasıl bir geleceğin beklediğine ilişkin çarpıcı bir önsezi niteliğinde. Son dönemlerde fütüristlerin gündeme getirdiği kimi konulara da değiniyor roman.

Ölümcül Kimlikler’de, kimlik konusunu ince detaylarına kadar ortaya koyuyor; bu sefer çok kimlikli dokusundan da ilham alıyor. Lübnan, Fransa, Avrupa ve göçmen meselesi gibi. Entelektüel kimliğini burada çok net görebiliyorsunuz. Kültürlere ve kimliklere ilişkin bakış açısını da.

Çivisi Çıkmış Dünya’da ise, dünyanın içine sürüklendiği kaosu, yoksulluğu, tükenmişliği gözler önüne seriyor. Medeniyetler çatışması olasılığının gezegeni bir harabeye çevirebileceğine ilişkin kaygılarını örneklerle ortaya koyuyor.

Uygarlıklarını Batışı adlı denemesinde ise iflah olmaz bir çatışmanın ve bunun medeniyetlere verdiği zararı, yok ettiği insanlık birikimine uzunca yer veriyor. Bu üç kitabının ortak noktalarında biri hacimli olmamaları; ancak değinilen konuların ağırlığı ve dünyayı okuma biçimleri açısından son derece hacimli eserler olmaları.

Romanlarına gelince, öncelikle okumayanların mutlaka bu romanları okumalarını salık veririm. Çünkü edebiyat açısından son derece zengin birer panorama içeriyor. İşlenen hikâyeler, olaylar hâlâ taze, Bizler bu medeniyetlerin çocukları olarak, bu romanlarda adeta yalın ayak geziyoruz ve çok şey hissedebiliyoruz; Semerkant’tan Doğu’nun Limanları’na kadar…

Kuşkusuz Maalouf bu yüzyıl için iyi bir şans; Doğu onun eserlerinde parlıyor, dünya ve insanlık yeniden entelektüel bir süzgeçten geçiyor.